Reklam
Tarih : 2025-07-30 18:28:12

BMD:Haziran ayında mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 8,6 oldu

BMD’nin değerlendirmesine göre, Türkiye genelinde mevsim etkisinden arındırılmış (MEA) 15+ yaştakilerde işsiz sayısı 2025 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,8 (187 bin kişi) azalarak 3 milyon 47 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,5 puanlık azalış ile yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşgücü piyasasına dahil olmayan nüfus yüzde 1,8’lik artış ile 30 milyon 874 bin kişiye yükseldi. İstihdam edilenlerin sayısı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 107 bin kişi artarak 32 milyon 452 bin kişi oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,2 puan azalış ile yüzde 48,9 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,2 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti. İşgücü, 2025 yılı Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 81 bin kişi (yüzde 0,2) azalarak 35 milyon 498 bin kişi olarak gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 0,5 puan azalışla yüzde 53,5 oldu. MEA 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,1 puan azalış ile yüzde 16,2’ye gerilerken, istihdam oranı ise 1,5 puan artarak yüzde 40,2 oldu. Aynı dönemde işgücüne katılma oranı 0,7 puanlık artış ile yüzde 48,0 seviyesinde gerçekleşti. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 1,8 puan artarak yüzde 32,9 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 23,0 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,3 olarak tahmin edildi. 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe çalışan sayısı 113 bin kişi (yüzde 2,4) azalış gösterirken sanayi sektöründe 17 bin kişi (yüzde 0,3) ve hizmet sektöründe de 20 bin kişi (yüzde 0,1) artış gerçekleşirken inşaat sektöründe çalışanlar değişiklik göstermedi. İstihdam edilenlerin yüzde 14,3’ü tarım, yüzde 20,8’i sanayi, yüzde 6,6'sı inşaat ve yüzde 58,2’si hizmet sektöründe yer aldı (Sektörel dağılım 2024-2025 1 çeyrek karşılaştırma olarak verilmiştir (Tarım, Sanayi, İnşaat, Hizmet)).

BMD’ye göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilen kadın nüfusu, Haziran ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 artış ile 10 milyon 710 bin kişi oldu. Kadınların en çok istihdam edildiği sektör hizmet sektörü oldu. İşsiz sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,7 azalış ile 1 milyon 378 bin kişi olarak gerçekleşti. Kadınlarda işgücüne katılma oranı 0,5 puan azalış ile yüzde 36,0’ye gerilerken, istihdam oranı 0,1 puan azalış ile yüzde 31,9 oldu. İşsizlik oranı ise 1,0 puan azalış ile yüzde 11,4 olarak gerçekleşti. Erkeklerde istihdam edilen sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,2 artış ile 21 milyon 742 bin kişi oldu. İstihdam edilenlerin büyük kısmı hizmet sektöründe yer aldı. İşsiz sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 azalış ile 1 milyon 668 bin kişi olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,5 puan azalış ile yüzde 71,3’e gerilerken, istihdam oranı 0,3 puan azalış ile yüzde 66,2 oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalış ile yüzde 7,1 olarak gerçekleşti.

BMD’nin değerlendirmesinde, "İstihdamın sektörel dağılımı, bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyi açısından önemli göstergelerden biridir.Gelişmiş ülkelerde istihdamın sektörel dağılımı tarımdan, sanayi ve hizmet sektörüne doğru geçiş şeklindedir. Türkiye’nin istihdam yapısını incelediğimizde, en fazla istihdam edilen işgücünün hizmet sektöründe olduğu ve 2014 yılından itibaren hizmet sektörünün istihdam payının her yıl artarak 2025 yılının birinci çeyreğinde yüzde 58,2’ye ulaştığı görülüyor. İnşaat sektöründe ise dalgalanmalar görülmektedir. 2018 yılının ikinci yarısından itibaren yaşanan finansal dalgalanmalardan en çok etkilenen inşaat sektöründe daralmaya paralel olarak istihdamda büyük kayıplar yaşanmıştır. İşsizlik oranı, 2010 yılından bu yana en düşük değerini yüzde 8,0 ile 2012 yılı Temmuz ayında alırken 2014 yılı Ağustos ayı itibariyle çift haneye yükselmiştir. 2023 yılı Mayıs ayından bu yana ise tek haneye gerilemiştir.'' ifadeleri yer aldı.

BMD’nin kayıt dışı istihdama ilişkin açıklamasında, ''Türkiye’de 2025 yılı birinci çeyreğinde kayıt dışı çalışanların oranı (çeyreksel olarak) geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 0,3 puan azalarak yüzde 24,7 olarak gerçekleşti. Tarım dışı çalışanlarda bu oran yüzde 16,0 olurken tarımda çalışanların yüzde 82,0’ünün herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadığı anlaşılmaktadır. 2000’li yılların başında yüzde 50’nin üstünde olan kayıt dışı istihdam oranı, 2014 yılından bu yana yüzde 35 etrafında dalgalanırken 2021 dördüncü çeyrek itibariyle yüzde 30,0 seviyesinin altına kadar geriledi. Kayıt dışı istihdamın nedenleri girift bir yapıda birbirini etkilemektedir. Bunların başında ekonomik istikrarsızlık, yüksek enflasyon, işsizlik ve işsizliğe bağlı oluşan yoksulluk, işsiz kalan bireylerin yaşamlarını idame ettirmek adına kayıt dışı çalışmaya mecbur kalması, işverenin kayıtlı işçi çalıştırması durumunda ödeyeceği yüksek vergi ve prim oranları ile aynı şekilde sosyal güvenlik kesintilerinin yüksek olmasının net ücretin düşmesine sebep olması ve daha yüksek ücret almak isteyen bazı çalışanların kayıt dışına yönelmesi yer almaktadır. Denetim mekanizmasının yetersizliği kayıt dışı işçi çalıştıran işverenleri kayıt dışılığa teşvik ederken, toplumda oluşan af beklentileri de kayıt dışılığı besleyen bir diğer faktör olarak yer almaktadır. Tarım sektöründeki kayıt dışı istihdam yapısal bir sorun olarak görülüyor. Tarımsal istihdamın yaygın oluşu, küçük işletmelerin katma değeri düşük geleneksel metotlarla üretim yapması ve yapılan işte çoğunlukla arazi sahibi olan kendi hesabına çalışanlar ile ücretsiz aile işçilerinin çalışması ve verimliliğin düşük olması nedeniyle tarımsal gelirlerin düşük kalması kayıt dışı istihdamı artırmaktadır. Türkiye’de kayıt dışılığın en yaygın olduğu alan tarımsal faaliyetler olmakla birlikte ondan sonra inşaat, hizmet ve sanayi sektörü gelmektedir.''denildi.

BMD’nin analizinde, "Fiyat istikrarının yani enflasyon seviyesinin hedeflenen düzeyde tutulabilmesi ve istihdamın arttırılması, bir diğer deyişle işsizliğin azaltılması en önemli ekonomi politikalarının başında geliyor. Yüksek enflasyon ve işsizlik ülke ekonomisi için istenmeyen bir durum olup her iki değişkendeki olumsuz bir eğilim üretimi, tüketimi ve nihayetinde ülke ekonomisini olumsuz yönde etkileyecektir. İşsizlik ve enflasyon için ortalama verileri incelediğimizde zaman zaman bu iki göstergenin birlikte hareket etmesi söz konusu olsa da uzun vadede negatif ilişki içinde oldukları görülmektedir. İşsizlik oranı ile ekonomik büyüme arasında negatif doğrusal bir ilişki olup tespit edilen korelasyon değeri -0,60’dır. Bu tablodan çıkarılan sonuç ise ekonomik büyüme arttıkça işsizlik oranı azalmaktadır. 2008’de yaşanan kriz ile ortaya çıkan negatif büyüme oldukça dikkat çekici olmasına karşın bu dönemde enflasyonda aynı düzeyde bir değişim meydana gelmediği görülmüştür. 2018 yılında kur artışına dayalı olarak enflasyonda meydana gelen artış iç talepte ciddi bir düşüş yaratarak ön sırada sanayi sektörü olmak üzere üretimde ciddi azalmalara neden olmuş ve kapasite kullanım oranı gerilemiştir. 2018 yılının başlarında düşüş eğilimi gösteren işsizlik oranı ise yıl ortasından itibaren tekrar yükseliş trendine girmiştir. 2018 yılının son çeyreği ile 2019 yılının ilk iki çeyreğinde görülen yüksek enflasyon ve işsizlik oranları ile eksi büyüme oranı ise Türkiye’nin stagflasyon yaşadığını gösteriyor.''ifadelerine yer verildi.

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 turkiyeuzayhaberajansi.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.